CHP Kurultayı’na saatler kaldı! Kılıçdaroğlu’nun İlk Kez Kazandığı 2010 Kongresini Kimler Hatırlıyor?
14 Mayıs seçimlerinden sonra Türkiye’de en çok konuşulan konular CHP’deki değişim beklentileri ve kongre süreci oldu. CHP, uzun bir bekleyişin ardından 4 Kasım Cumartesi günü kendi iç hesaplaşmasını yapacak.
Kılıçdaroğlu devam mı edecek yoksa CHP’nin yeni lideri Özgür Özel mi olacak hep birlikte göreceğiz.
CHP Kongresi’ni beklerken, 2010’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazandığı olaylı kongreyi hatırlamaya ne dersiniz?
Gözler CHP’nin 4 Kasım’da yapılacak kurultayında. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu çok zorlu bir sınavla karşı karşıya. Peki CHP liderinin Deniz Baykal’dan sonra CHP genel başkanı olmayı başardığı 2010 Kongresi’ni kim hatırlıyor?
Kaset olayıyla başlayan o dönemde Kemal Kılıçdaroğlu da tıpkı bugünkü Özgür Özel gibi CHP’nin TBMM’deki genel lider temsilcisiydi.
Özellikle yolsuzluklarla ilgili hazırladığı belgelerle öne çıkan Kılıçdaroğlu, 2009 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığının ardından popülaritesini artırdı.
Deniz Baykal’ın istifasının ardından gözler Parti Genel Sekreteri Lider Sav’a çevrildi. Sav’ın istediği kişi Genel Lider olabilir. Parti teşkilatlarındaki hakimiyeti Sav’a bu gücü kazandırdı.
Baykal’ın ilk istifa ettiği andan itibaren yanında olan kişi ise Başkan Sav’dı. Genel kanı Sav’ın Baykal’ı geri getireceği yönündeydi.
Deniz Baykal da evine çekilerek süreci takip etmeye başladı.
Açıkça dile getirmese de partisinin kendisini tüm organlarıyla destekleyerek liderliğe geri döndürmesini umduğu anlaşıldı.
Olayları sessizce takip eden Kemal Kılıçdaroğlu, başkanlığı düşünüp düşünmediği sorulduğunda ise bunu düşünmediğini çok açık bir şekilde ifade etti.
Kılıçdaroğlu bunu söylese de aslında sürecin olgunlaşmasını beklediği anlaşıldı.
Nitekim kısa bir süre sonra Genel Sekreter Başkan Sav, Kemal Bey’i ziyaret ederek desteğini bildirdi.
Sav’ın pozisyon almasını bekleyen il başkanları da Kılıçdaroğlu’na destek verdi.
İstifasının ardından evine çekilen ve Partisinin tüm organlarıyla kendisini yeniden aday göstermesini ümit eden Deniz Baykal, bir anda apartmanın dışında kaldı. Meşhur atasözünün dediği gibi “Bu hikayede yanan Baykal’dı”
Genel Sekreter Başkan Sav’ın da desteğini alan Kılıçdaroğlu, bir anda partinin en önemli genel başkan adayı olarak öne çıktı.
Birkaç gün öncesine kadar aday olmadığını belirten Sayın Kemal, artık CHP’nin bir sonraki başkanı olmaya çok yaklaşmıştı.
Önder Sav muhtemelen Kılıçdaroğlu’nun sakin mizacına güvenmiş ve onu kolayca kontrolü altına alabileceğini düşünerek ona destek olmuştu.
Ancak başına ne geleceğini kesinlikle bilmiyordu.
CHP delegelerinin güçlü desteğiyle Kongre’ye tek aday olarak giren Kılıçdaroğlu, “Başbakan Kemal” sloganlarının etkisiyle CHP’nin yeni genel başkanı seçildi.
Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini lider yapan Önder Sav’ı altı ay sonra Partiden tasfiye ederek Partinin tüm yetkilerini eline aldı.
Baykal’a dönmek yerine Kılıçdaroğlu’na destek veren Başkan Sav hazırlıksız yakalandı.
İşte o andan itibaren CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu dönemi başladı.
Kılıçdaroğlu’nun iktidara geldiği 2010 CHP kurultayı aslında Kemal Bey’in sabrının ve iki tecrübeli ve güçlü rakibini daha ortadan kaldırmasının hikayesidir.
13 yıl boyunca CHP’nin liderliğini sürdüren Kemal Bey, başta Vatan Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce olmak üzere tüm rakiplerini tasfiye etmeyi başardı.
Bu kez kendi yetiştirdiği ve uzun yıllar asistanı olduğu Özgür Özel ile karşı karşıyadır.
4 Kasım’da yapılacak kongrede yetkililer her iki ismin talihlerinin birbirine yakın olduğunu savunuyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 yıldır elinde tutmayı başardığı koltuğunu korumaya devam edip edemeyeceğini yakın zamanda göreceğiz.
Tüm yorumların dışında kesin olan şu ki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlık hikâyesi, büyük emekler sonucunda gerçekleşti.
Bakalım Sayın Kemal, siyasi hayatının belki de en zorlu ve son sınavını başarıyla atlatabilecek mi?
Yoksa tarih tekerrür edecek ve Kılıçdaroğlu’nun yanında büyüyen Özel, genel başkanlığı kazanıp Kemal Bey’i emekliye mi gönderecek?
